Hakkımızda

          Türk ve Macar milletleri arasındaki ilişkiler tarihin en eski dönemlerine dayanmaktadır. Macarların, tarih sahnesine bir millet olarak çıkmalarında Türk kavimlerinin büyük etkisi bulunmaktadır. Türklerin Balkanları fethi ile devam eden bu ilişkiler, Osmanlılar döneminde başka bir boyut kazanmıştır. Gerek 150 yıldan fazla süren Osmanlı hâkimiyeti döneminde, gerekse Osmanlı hâkimiyetinin sona ermesinden sonra da kesintisiz kültürel, ekonomik ve siyasi ilişkiler devam etmiştir.

          Denilebilir ki tarih boyunca Türklerin bu kadar yoğun ve aralıksız ilişkide bulunduğu başka bir millet yoktur. Bu ilişkiler ve ortak köken meselesi, Macar kültüründe dilden, geleneklere, mimariye, yemek kültürüne, giyim-kuşama, el sanatlarına varıncaya kadar sayısız hatıra bıraktığı gibi, aynı zamanda Türk milletinin hafızasında “Macar” denildiği zaman “kardeş” kelimesiyle tanımlanan bir iz bırakmıştır. Macarların ve Türklerin akraba oldukları inancı bugün dahi her iki kamuoyunda yaşamaktadır.

          Böyle bir geleneğin sonucu olarak Macarlar ve Macaristan, Orta Avrupa’da Türklere,  diğer Avrupa ülkelerinin önyargısı ile bakmayan ve sempati ile yaklaşan nadir ülkelerden biridir.

          Ortak köken ve toplumsal hafızayı göz ardı etmeyen Osmanlılar, Macar toprakları bir Balkan ülkesi olmamasına rağmen, onu bir Balkan ülkesi olarak algılamışlardır.

          Avrupalı olmayan bir millet olmanın şuuruyla kendi kökenlerini ve dillerini araştıran Macarlar bunun Türk tarihi içinde olduğunu görmüşler ve ilk defa Türklük bilimi olan Türkoloji, dünyada bu çabalar nedeniyle Macaristan’da ortaya çıkmıştır.

       Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu zaman da yoğun ilişkiler devam etmiştir. Atatürk Macaristan’daki köklü Türkoloji geleneğini görerek, Macar Türkolojisi'nin verilerinden yararlanmak için Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi bünyesinde Hungaroloji Enstitüsünü kurdurmuştur. Türk tarihine kaynaklık eden bir takım filolojilerle beraber, Macar diline de önem vermiştir.

       Macarlar açısından Türk tarihi ve dili, Türkler açısından Macar tarihi ve dili bitip tükenmek bilmeyen bir hazine niteliğindedir.  Türk-Macar ilişkileri, Türk tarihinin sadece yakın dönemine değil, ilk, orta ve yeniçağ dönemine de kaynaklık etmektedir. Macaristan Arşivlerinde hem Latince hem Macarca olmak üzere çok zengin malzeme bulunmaktadır. 150 yıldan fazla köklü bir geleneği bulunan Macaristan Türkoloji'si, Türklerin dilini, tarihini, kültürünü, coğrafyasını, bilimsel yöntemlerle araştırmakta, hem Türk hem de Macar tarihine hizmet etmektedir. Dünya çapında değerli bilim adamları yetiştiren Macar Türkoloji'si disiplinler arası bir çalışma ile faaliyetlerini yürütmektedir. Avrupa ülkelerine bu açıdan öncü olan Macar Türkoloji'si, Türklük bilimi olan Türkoloji'yi sadece Türk dilinin eğitimi olarak algılamamakta, Türkleri dil, kültür, etnografya, arkeoloji vb. aracılığıyla araştırmaktadır. Ne yazık ki bu zengin birikim kaynak dili olarak Macarcanın öğrenilmemesi yüzünden yok sayılmaktadır.

          Evrensel bilgiye ulaşmada TÜMACAM, Macaristan’daki Türkoloji Merkezlerinin gerçekleştirdiği disiplinler arası bir çalışma ile tarih ve tarihe yardımcı diğer disiplinlerle işbirliği yaparak Türk-Macar ilişkilerini ve diğer kültürlerle bağlantılarını geniş boyutlu olarak araştıracak, yetişecek olanlara rehber olacaktır.

       Böyle bir merkez, bu alanda yurt içinde ve yurt dışında kamu özel ve tüzel kişi ve kurumlarla işbirliği yapacak, ekip çalışmalarını takip ve teşvik edecek, Macaristan Üniversiteleri ile akademik işbirliği koordine edecek, bilimsel etkinliklerle Macaristan’daki Türk varlığına hizmet edecektir.